Madencilik Sektörü İçin Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) Değerlendirmeleri

ESG, çevresel, sosyal ve yönetişim ile ilgili konulara ve verilere daha fazla ilgi gösterilmesini talep eden yatırımcılar aracılığıyla ön plana çıkmıştır. Madencilik sektöründe, emisyonlar, su kullanımı, orman kullanımı ve toplum ilişkisi ile ilgili endişeler dahil olmak üzere, ESG risklerine giderek daha fazla iç içe kalınmaktadır.

Bu kapsamda, madencilik faaliyetleri için ESG gündeminde 3 konu ele alınmaktadır.

 

  • • Çevre: Maden faaliyetlerinin dünya üzerindeki etkilerini inceleyen kriter genellikle onun hava, su ve toprak kirliliğini yönetme yaklaşımını kapsamaktadır. Bu kriterler madencilik faaliyetinin inşaat, işletme ve kapatma süreçlerindeki faaliyetleri de kapsamaktadır. Biyolojik çeşitlilik, ekosistem hizmetleri, su yönetimi, maden atıkları, hava, gürültü, enerji, iklim değişikliği (karbon ayak izi, sera gazı), tehlikeli maddeler, maden kapatma.

 

  • • Sosyal: İnsan hakları, arazi kullanımı, yeniden yerleşim, savunmasız insanlar, cinsiyet, iş uygulamaları, işçi/toplum sağlığı ve güvenliği, güvenlik, zanaatkar madenciler, maden kapatma / kullanım sonrasıdır. Çalışan sağlığı ve güvenliğine özel olarak verilen önem ve maden faaliyetleri kaynaklı insan ve doğa için oluşturulan politikalar ile madencilik için önemli noktaların bir kaçıdır.

 

Madencilik sektörü hala birçok çalışan için potansiyel olarak tehlikeli bir çalışma ortamı sunduğu düşünülse de son yıllarda otomasyona (güvenlik ve verimliliğin temel gücü) ve Covid-19 sonrası sosyal mesafeli uzaktan çalışmaya doğru atılan büyük bir hareket olmaktadır.

 

Şirket çalışanlarının sağlığı ve zindeliği konusunda bütünsel ve kapsamlı bir yaklaşıma sahip olduğunu ancak topluluk üyeleri için aynı yaklaşımın bulunmadığı konusunda şirketlerin topluluk üyelerine bütünsel ve proaktif sağlık ve zindelik programları sunmaya odaklanması önemli ESG fırsatları arasındadır.

 

  • • Yönetişim: Yasal uyum, etik, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele (ABC), şeffaflık.

İyi yönetilirse, teknoloji ilerlemeler ve sosyal yatırımlar ile madencilik operasyonlarının ESG odağı, madene ev sahipliği yapan topluluklar ve daha geniş nüfus için kalıcı faydalar yaratmada önemli rol oynamaktadır.

 

ESG ilkeleri, madencilik sektörü tarafından değişiklik ve iyileştirme için daha fazla benimsenmektedir. Bu değişik maden sektörü için yeni sayılmamaktadır. Süreç 1980’lere kadar uzanmakta olup, Çevresel Etki Değerlendirmesi için kaygılarını, asit drenajı üzerindeki jeokimyasal etkileri ve madenciliğin kümülatif sosyal etkilerini de içermektedir.

 

 

ESG Avantajları;
Sektörlerde farklılaşmada ve yatırımları güvence altına almada;

  • • Sektörde farklılaşma, yatırımları güvence altına alma
  • • Uzman ESG değerlendirme kuruluşlarına artan talep ve etki
  • • Kurumsal değerler, Kurumsal stratejinin ESG unsurlarını (Çevresel, sosyal ve yönetişim) yerine getirmek için taahhütleri ve etik olarak çalışılması koşuluyla sorumlu madencilik uygulamalarına teşvik etme
  • • Toplumsal değerini artırarak teknik, sosyal, politik ve itibar risk yönetiminin sağlanması

 

Önemli Değerlendirme-Yatırımcılar;

Yatırımcıların yatırım kararlarını verirken giderek artmakta olan ESG faktörlerine odaklanmaktadırlar. Bu da bazı durumlarda Maden firmalarının sermayeye ulaşmak için ESG endişelerine bağlılık göstermeleri gerektiği anlamına gelmektedir. Kurumsal yatırımcılar yatırım kararları verirken ESG’yi dikkate almayı taahhüt etmektedirler.

ESG faktörleri, yatırımcıların sermayelerini ilk etapta nasıl kullandıklarına dair bilgi vermenin yanı sıra, yatırımların artmasına da yol açmaktadır.

ESG, yatırım hedeflerini karşılama isteği, teoride madencilik sektörü üzerinde olumlu etkiye sahiptir.

Entegre ESG hizmetleri geniş, değişen ve çevresel-sosyal etki değerlendirmeleri, operasyonel çevre ve sosyal yönetim ve stratejik çevresel ve sosyal yönetişim desteğidir. Ek olarak hidrojeoloji, hidroloji, jeokimya, sosyal risk, topluluk katılımı kapsamında analizler yapmak ve Uluslararası eylem planları, Kurumsal Performans Standartları (IFC, PS) ve Ekvator Prensipleri kapsamaktadır.

– Yumuşak yasaların sertleştirilmesi, ESG ile ilgili davaları artırabilir ve zorunlu insan hakları ve çevresel durum tespitine yönelik hareketleri artırabilir. İlgi, biyoçeşitlilik üzerindeki etkiler de dahil olmak üzere doğayla ilgili finansal açıklamalara doğru hareket edecektir.

– ESG tabanlı fonlar büyüdükçe, şirketler yeşil finansman fırsatlarının kilidini açabilir. Ancak ESG stratejileri, iş stratejisine yerleştirilmiş ESG içeriği hakkında kapsamlı bir anlayış göstermek için gelen fonları sosyal ve çevresel çözümler ve programlarla ilgili yatırımların eşit artışıyla ilişkilendirmelidir.

– Sektörün tedarik zincirine daha sağlam bir yaklaşım benimsemesi gerekecek. İttifakların ve sorumlu tedarik zinciri programlarının, tedarik zinciri ESG potansiyelini açığa çıkarması ve organizasyonel engelleri azaltmak ve sonuçları hızlandırmak için doğrudan finansmana alternatifleri düşünmesi gerekecektir.

– Net negatif ve karbon azaltma stratejileri, operasyonları yeniden düşünme ve yeniden tasarlama eğilimi gösteriyor. Karbon yakalama teknolojilerine pilotluk yapan şirketler, sektöre öncülük ediyor ve dünya çapında iklim değişikliğiyle mücadele hedefinde bir müttefik olarak yeniden konumlanıyor.

-Çözümler, tedarik zinciri boyunca şeffaflık ve izlenebilirlik için iyileştirmeler sunar ve ayrıca raporlama ve zaman içinde stratejileri doğrulamak için güvenilir, tutarlı, şeffaf ESG verileri üretme potansiyeline sahiptir.

– Akıllı cihazlar ve artan katılımcı bilim, daha etkili paydaş katılım programlarına izin veriyor. İşbirliğine dayalı platformlar ve verimli diyaloglar, şeffaflıktan yararlanacak ve ESG sonuçlarını hızlandıracaktır.

 

Mitto Consultancy A.Ş. olarak bizler kurumsal yapımızın ve hizmetlerimizin, sürdürülebilir ve sorumlu iş anlayışımızla paralel ilerlemesini sağlarken, ESG ilkeleri kapsamında da müşterilerimize ülkemizin uluslararası standartlarda faaliyet gösteren danışman firması olmanın gururuyla hizmet veriyoruz.